Bilindiği
gibi planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından Mekânsal Strateji
Planları, Çevre Düzeni Planları ve İmar Planları olarak adlandırılır. İmar
planları, Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından oluşur.
İmar
Hukukunda genel kanun olan 3194 sayılı İmar Kanunu’na göre, belediye ve mücavir
alan sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili
belediyelerce; belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan yerlerde
yapılacak planlar ise valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır.
Belediyeler
ve valilikler dışında, özel kanunlarla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığı’na, İller Bankası’na (İlbank), Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı’na, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Organize Sanayi Bölgelerine, Tabiat
Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne de plan yapma yetkisi verilmiştir.
Belediye
ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyelerce; belediye ve mücavir alan
sınırları dışında ise valilik veya ilgilisince yapılan veya yaptırılan planlar,
belediye meclisi ve il genel meclisince kabul edilir, yasal tabiri ile
onaylanır.
İmar
planlarının, kesin ve yürütülebilir idari işlem olarak oluşup ortaya
çıkabilmesi için Kanunda öngörülen tüm prosedürün tamamlanması gerekir.
Kesin
işlemler, idare adına irade tesisine yetkili en son idari merciden geçerek
yürürlüğe giren idari işlemlerdir. Bu bağlamda, belediye meclisi ve il genel
meclisinin diğer kararları gibi, planların kabulüne ilişkin kararların da idari
işlem olarak kesinleşmesi, bu kararların belediye başkanı ve vali tarafından
onaylanmasına bağlıdır. Bu suretle tekemmül eden meclis kararı ile yürürlüğe
giren imar planları ilanı gereken düzenleyici işlemlerden olduğundan, Kanunda
öngörüldüğü şekilde ilanı, aleniyet kazanması gerekir. İlan imar planlarına
aleniyet kazandırır.
3194
sayılı İmar Kanunu’nun "Planların hazırlanması ve yürürlüğe
konulması" başlıklı 8. maddesinin (b) bendi uyarınca, ilanın, belediye ve
mücavir alan sınırları içinde belediye başkanlığınca; belediye ve mücavir alan
sınırları dışında ise valiliklerce tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili
idarelerin (İmar Kanunun 5. maddesine göre, ilgili idare; belediye ve mücavir
alan sınırları içinde belediye, dışında valiliktir) internet sayfalarında bir
ay süreyle eş zamanlı olarak yapılması gerekir. Bu bir aylık ilan süresi içinde
planlara itiraz edilebilir. İtiraz edilmemesi halinde plan
bir aylık ilan süresi sonunda kesinleşir. Aynı şekilde bir kısım taşınmaz
maliklerince veya ilgililerce itiraz edilmesi halinde, itiraz etmeyenler
yönünden plan bir aylık ilan süresi sonunda idari işlem olarak kesinleşir ve
ilan süresinin sonundan itibaren 60 gün içinde idari dava konusu edilmesi
gerekir.
İtiraz
edilmesi halinde belediye meclisi, belediye başkanlığınca gönderilen itirazları
ve planları on beş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Belediye ve
mücavir alan sınırları dışında ise il genel meclisi, yapılan itirazları ve
planları on beş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar. Böylelikle,
belediye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyelerce; belediye ve
mücavir alan sınırları dışında ise valilik veya ilgilisince yapılan veya
yaptırılan ve belediye meclisi ve il genel meclisince kabul
edilen planlar itiraz sürecinden geçerek kesinleşmiş olur.
Görüldüğü
gibi, planlama sürecinde imar planlarının yürürlüğe girmesi ve kesinleşmesi
şeklinde iki ayrı aşama karşımıza çıkmaktadır. Belediye meclisi ve il genel
meclisince karara bağlanıp belediye başkanı ve vali tarafından onaylanmakla yürürlüğe
giren planların kesinleşmesi için ilanı ve varsa ilan süresi içindeki
itirazların görüşülerek reddedilmesi gerekmektedir.
Onaylandıktan
sonra ilan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planı Kanunda öngörülen tekemmül
süreci tamamlanmaksızın tesis edilmiş bir işlem olacağından, bu şekil
eksikliği, plana karşı açılacak davada mahkemece iptal sebebi olarak değerlendirilmektedir.
(Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 06.10.2005 tarih ve E:2003/518,
K:2005/2406 sayılı kararı)
Onaylanmış
planlarda plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik
altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel
gerekçelere dayanılarak yapılacak değişiklikler de aynı karar ve ilan
usullerine tabidir.
20.02.2020
tarihli Resmî Gazete ’de yayımlanan 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesi ile 3194 sayılı
İmar Kanunu’nun 8. maddesinin (b) bendine bazı ek ve değişiklikler yapılmıştır.
Bu kapsamda, imar planları ve bu planlardaki
değişikliklerin askı süresi ile eş zamanlı olarak, ilan/askının nerede yapıldığına
dair hazırlanacak bilgilendirme ilanının ilgili muhtarlıkların panosunda duyurulması
öngörülmüştür.
Aynı
Kanun ile maddeye, “Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki
usullere tabidir.” hükmü ile çelişir şekilde, imar planları ve bu planlardaki
değişikliklerin askı süresi ile eş zamanlı olarak, ilan/askının nerede
yapıldığına dair hazırlanacak bilgilendirme ilanının ilgili muhtarlıkların
panosunda duyurulması yükümlülüğüne ek olarak, “Ayrıca plan değişikliği
hakkında, değişikliğe konu alanda görülebilir bir şekilde en az 2 adet tabela
ile 30 gün süreyle bilgilendirme yapılır.” hükmü ilave edilerek, onaylanmış
planlarda yapılacak değişikliklerde, plan onaylarından farklı olarak, görülebilir şekilde en az 2 adet tabela hazırlanarak
değişikliğe konu alanda 30 gün süreyle bilgilendirme yapılması öngörülmüştür.
Kanunun
gerekçesine bakıldığında, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesinin (b) bendine
getirilen bu ek ile “Onaylanan imar planlarının hak sahipleri ve kamuoyunca haberdar
olunması için ilgili muhtarlıklarda planın askıya çıkarıldığına dair
bilgilendirme ilanı ve değişikliğin yapıldığı alanda da tabela ile
bilgilendirme yapılması”nın amaçlandığı gözetildiğinde, alanda,
görülebilir şekilde en az 2 adet tabela hazırlanarak bilgilendirme yapılmasının
sadece plan değişiklikleri için getirilen bir yükümlülük olduğu
anlaşılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder