Anayasada kıyıların
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu belirtilmiş, sahil şeritlerinden
yararlanmada kamu yararına öncelik verilmiştir.
Anayasanın kıyıya ilişkin
kuralları ve Anayasa Mahkemesinin, 3086 sayılı Kıyı Kanununun tüm hükümlerini
iptal ettiği 25.02.1986 günlü, 1985/1, K:1986/4 sayılı kararının gerekçeleri dikkate
alınarak hazırlanan 3621 sayılı Kıyı Kanunu 17.04.1990 tarihinde, bu Kanunun Uygulanmasına
Dair Yönetmelik ise 03.08.1990 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
3621 sayılı Yasanın 4.
maddesinde, sahil şeridi: Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay
olarak en az 100 metre genişliğindeki alan olarak tanımlanmış, Kanunun Geçici Maddesinde
de, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mevzuat hükümlerine uygun
olarak onanmış ve kısmen veya tamamen yapılaşmış 1/1000 ölçekli uygulama imar
planlarının sahil şeritleri ile ilgili hükümleri geçerlidir…” hükmüne yer
verilmiştir.
Kıyı Kanununun
Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca, kısmi yapılaşma
değerlendirmesi mevzi imar planlarında imar adası bazında, uygulama imar
planlarında ise sahil şeridinde kalan imar adalarının bütünü bazında
yapılmaktadır.
Mevzi imar planlarının
olduğu yerlerde yapıların bulunduğu parsellerin sayısının veya kullanılan
toplam taban alanının imar adasındaki toplam parsel sayısının veya toplam
alanın yüzde ellisinden fazla olması durumu; uygulama imar planlarının olduğu
yerde de plan kapsamındaki imar adalarının sayısının yüzde ellisinden
fazlasında anılan koşulların bulunması kişilere korunacak haklar sağlayan ölçüt
olarak alınmıştır.
Anayasaya göre, Devletin
hüküm ve tasarrufu altında olan ve yararlanmada öncelikle kamu yararının
gözetileceği belirtilen kıyılar üzerinde "kazanılmış hak" kavramının
ne derece geçerli olduğu konusu, Kıyı Kanunu ve bu Kanunun uygulanması yönünden
büyük önem taşımaktadır.
Kıyı Kanunundan önce oluşmuş
hakların nasıl ve hangi ölçüler içinde korunabileceğini belirlemek için Kanuna geçici
madde eklenmiş ve buna uygun olarak Yönetmelikle kısmi yapılaşma tanımlanmış ve
mevcut hakların sınırları belirlenmiştir.
Sahil şeritlerinde
kazanılmış hakların korunmasına yönelik olarak düzenleme getiren 3830 sayılı
Yasanın Geçici Maddesinde; kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili
imar planı revizyonlarının 11.07.1992 tarihinden itibaren bir yıl içinde
tamamlanması zorunluluğu getirilmiş, kazanılmış haklara ilişkin düzenleme getirilmemiş,
3621 sayılı Yasaya göre sahil şeritlerinde kazanılmış hakkın doğmadığı
alanlarda imar planı revizyonuna gidilmesini öngörülmüş bulunmaktadır.
Bu duruma göre, sahil şeritlerinde 17.04.1990
tarihinden önce geçerli olan uygulama imar planları; kısmen veya tamamen
yapılaşmış alanlara yönelik planlardır.
Kanunlara getirilen ve kanunların
geçiş hükümlerini düzenleyen Geçici maddeler ile yeni düzenleme yürürlüğe
girinceye kadar geçecek süre içinde yapılacak işlem ve düzenlemeler, uyulacak
ilke ve kurallar ile daha önceki düzenlemelerden doğan hakların korunmasına ilişkin
hususlar ve benzeri geçiş hükümleri düzenlenir.
Kıyı kanununa eklenen
geçici madde de, yukarıda düzenleme amacı belirtilen, daha önce kanunla
belirlenmiş hakların korunması ve kişilerin mağdur edilmemesinin amaçlandığı bir
geçici maddedir. Ancak, bu madde ile önceden var olan hakların sınırsız olarak
korunması söz konusu değildir.
İmar hukukunda, kazanılmış
hak kavramı ile ilgili olarak belli bir ölçütün, Kıyı Kanununun amacına uygun
olarak belirlenmesi zorunludur. Bir kez yasanın bir kuralına aykırı biçimde
edinilen hakka, daha üstün bir hak bulunmasına karşın, sonsuza değin geçerlilik
tanınması, kazanılmış hak durumunu genişletir. Diğer yandan, Anayasa'nın kıyılara
ilişkin yukarıda belirtilen hükmüne aykırı olarak kıyıların daraltılması sonucunu
doğurur ve kıyılardan yararlanmada önceliği kamuya veren Anayasa ile bağdaşmaz.
Kanun ve Yönetmelik
hükmüne göre kısmi yapılaşma olması durumunda kazanılmış hak; anılan yapıların
mevcut haliyle korunmasına ilişkin olup, geçici maddede belirtildiği gibi
kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili imar planı revizyonlarının
kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanarak, kısmi
yapılaşma durumunun tespit edilmesi gerekmektedir.
11 Temmuz 1992 öncesi
yapılan veya yapılmaya başlanan yapılar hakkında ise kazanılmış hak oluşmakta,
ancak daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı
Kanununa uygun olarak planlanması ve yeni yapılanmaların Kıyı Kanununa uygun
olması gerekmektedir.
Bu kapsamda kısmi
yapılama gereği kazanılmış hakkı bulunan sahil şeridindeki yapı sahiplerinin
yapıları ekonomik varlığını sürdürene kadar korunmakla beraber kanun ve
yönetmelik hükmü gereği kazanılmış hakkı bulunan parsellerin ve kısmi yapılaşmadan
yararlanan yapılaşmamış taşınmazların devamlı olarak bu haktan yararlanması ve sürekli
yapılaşma hakkı tanınması ve sonraki tarihli planlarda kullanım kararlarının
değiştirilmemesi Anayasa ve Kıyı Kanunu hükümlerine, planlama esas ve
tekniklerine uygun olmaz. Bu yapıların bulunduğu taşınmazların da yeni
yapılacak imar planında kullanım durumları değiştirilebilir.
Bu doğrultuda, Kıyı
kanununda belirlenen kısmi yapılama hakkından yararlanarak tamamlanmış binalar,
imar planlarındaki yeni fonksiyonları yaşama geçirilme sürecine değin ekonomik ömürlerini sürdürene kadar varlıklarını
sürdürecekler, ekonomik ömürlerinin sonunda yeni plan hükümlerine tabi olacaklardır.