16 Ocak 2021 Cumartesi

İDARİ YARGIDA DAVA AÇMA SÜRESİ YÖNÜNDEN İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNUNUN 10. VE 11. MADDELERİNİN FARKI

 

Dava süresi, kamu düzeninden olup, hak düşürücü nitelik taşır.

İdari Yargılama Usulü Kanununda da, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu ilk inceleme konuları arasında sayılmış, davanın süresinde açılmadığının tespiti halinde esasa girilmeden süre aşımı yönünden davanın reddine karar verileceği öngörülmüş (m.14/3-e; m.15/1-b), davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği de vurgulanmıştır (m.14/6).

İdari Yargılama Usulü Kanununda dava açma süreleri belirlenmiş, sürelere ilişkin genel esaslar yanında; ayrıca dava açma süresinin duracağı, kesileceği veya uzayacağı haller de aynı şekilde kanunla düzenlenmiştir. Bu bakımdan, dava sürelerinin taraflarca, sözleşme ile yahut tek taraflı olarak veya mahkeme kararı ile tespit ya da yorum yoluyla değiştirilmesi mümkün değildir. Nitekim Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulunun 08.12.1944 tarih ve E:1941/1, K:1944/138 sayılı içtihadın birleştirilmesi kararında, hâkimin içtihatları ile kanun'un tayin ettiği süreleri kıyas ve istidlâl yolu ile tezyit (artırma) ve tenkise (azaltma) yetkisinin olmadığı belirtilmiştir.

Bu bağlamda, bakılan davanın süresinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesinde öncelikle 2577 sayılı Yasanın hangi maddesinin uygulanacağının belirlenmesi gerekmektedir:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, Danıştayda ve idare mahkemelerinde idari dava açma süresinin, kural olarak yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren altmış gün olduğuna işaret edilmiş; 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hükmüne yer verilmiş; aynı Yasanın 10. maddesinde ise, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilecekleri kuralı getirilmiştir.

Görüldüğü üzere, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesinde, haklarında idari bir işlem tesis edilen ilgililerin idari dava açmadan önce işlemin "kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması" talebiyle yapabilecekleri başvuruların süresine ve başvuru halinde dava açma süresinin nasıl hesaplanacağına yönelik kurallar yer almakta; 10. maddesinde ise, önceden idari bir işlemin tesis edilmemiş olduğu durumlarda, idari bir işlem tesisi istemiyle idareye yapılan başvurular üzerine açılacak davalarda süre yönünden uygulanması gereken kurallara yer verilmektedir.

Dava açma süresinin, önceden idari bir işlemim tesis edilmemiş olduğu durumlarda idari bir işlemin tesisi istemiyle idareye yapılan başvurular üzerine açılacak davalarda süre yönünden uygulanması gereken 10. madde yerine, haklarında idari bir işlem tesis edilen ilgililerin idari dava açmadan önce işlemin "kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması" talebiyle başvuru yapılması durumunda dava açma süresinin nasıl hesaplanacağına yönelik kurallar içeren 11. madde hükümlerinin uygulanarak belirlenmesi gerektiği açıktır.

Yasanın 11. maddesi kapsamında, idari dava açmadan önce işlemin "kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması" talebiyle yapılan başvuruya altmış gün içinde bir cevap verilmemiş ise, itirazın zımnen reddedilmiş sayılması ve izleyen ikinci altmış gün içinde davanın açılması gerekmektedir. Bu süre geçtikten sonra cevap verilmesi halinde dava açma süresinin yeniden başladığından söz edilemez. Zira İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesinin ikinci fıkrasında, yetkili idari makamlarca dava açma süresi geçtikten sonra verilen cevap üzerine tebliğ tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği belirtildiği halde 11. maddesinde, davanın açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, sonradan yetkili makamlarca cevap verilmesi durumunda, işlemin tebliğinden itibaren altmış gün içinde davanın açılabileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla yetkili makamlarca ne zaman cevap verileceği belli olmayan bir durumda, dava süresinin yorum yoluyla süresi belirsiz bir zamana kadar uzatılması mümkün değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder