21 Şubat 2021 Pazar

İMAR BARIŞINDA İKİ YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ

 

Şehircilikte sınıfta kalan, çarpık yapılaşmanın had safhada olduğu ve deprem kuşağında bulunan ülkemizde imar afları ülkemizde yapılan yanlışlardan biridir.

Bu tespitten sonra, işin hukuki boyutuna dönecek olursak, 18.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren İmar Barışı Yasası (İmar Kanunun Geçici 16. Madde), adı imar barışı olmakla birlikte esasen bir imar affıdır.

Başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere, idari yargı ve adli yargının bu imar barışı düzenlemesine pek sıcak bakmadığı, düzenlemenin amacına aykırı olarak, hükümlerini dar ve kısıtlayıcı yorumlamaya çalıştığı görülmektedir.

Düzenlemede açık seçik bir hüküm yer almamakla birlikte özel yasalarıyla korunan alanlarda (kıyılar, ormanlar, sit alanları vb.) bu yasa hükümlerinin uygulanmayacağı yargı içtihatları ile kabul edilmiştir.

Kapsama alınan ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılaşmada 31.12.2017 tarihini milat alan düzenleme, beyanların denetiminde esas alınacak bilgi ve belgeleri belirtmediği gibi, birçok yerde bu tarih itibariyle hava fotoğrafları bulunmamaktadır.

İşte bu noktada, yargı yerleri yapı kayıt belgesi için yapılan beyanın doğruluğunu ispat yükünü, hukukun genel uygulamasının tersine, yapı sahibi üzerine yıkmaktadır.

Yapı kayıt belgesine bağlanan yapının 31. 12.2017 tarihinden önce yapılmadığını Devlet ortaya koyamamaktadır ki, aksini vatandaş nasıl ispatlayabilsin?

YAPI KAYIT BELGESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ

Bilindiği gibi, İmar Barışı düzenlemesi (İmar Kanunun Geçici 16. Madde) ile getirilen Yapı kayıt belgesi, 31.12.2017 tarihinden önce ruhsat ruhsatsız olarak yapılmış yapılar için, yapının kullanım amacına yönelik hukuki koruma sağlayan bir belgedir.

YAPI KAYIT BELGESİNİN GEÇERSİZLİĞİ

31.12.2017 tarihinden sonra yapılan yapılar için alınan yapı kayıt belgesinin geçerli olduğundan bahsedilemez.

Aynı şekilde, 31.12.2017 tarihinden önce ruhsatsız olarak yapılmış ve bu tarihteki durumu esas alınarak yapı kayıt belgesine bağlanmış bir yapıda, bu tarihten sonra yapılan ve ilave kapalı alan oluşturan (tamamlama imalatı niteliğini aşan) imalatlar kayıt belgesinin hukuki korumasından yararlanamazlar.

Ancak, 31.12.2017 tarihindeki durumu esas alınarak yapı kayıt belgesine bağlanmış bir yapıda bu tarihten sonra yapılan ve ilave kapalı alan oluşturan imalatlar sebebiyle, yapının 31.12.2017 tarihinden önceki kısımlarına hukuki koruma sağlayan, yapı kayıt belgesinin iptali hukuka aykırıdır. İmar barışı düzenlemesi ile getirilen hakkın kullandırılmaması sonucunu doğurur.

 31.12.2017 tarihindeki durumu esas alınarak yapı kayıt belgesine bağlanmış bir yapıda bu tarihten sonra ilave kapalı alan oluşturan imalatlar yapılmış olması, yapı kayıt belgesinin yalan beyanla alındığı anlamına da gelmez.

18.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren İmar Barışı Yasası uyarınca yapının 31.12.2017 tarihindeki durumu için yapı kayıt belgesi başvurusunda bulunulmuşsa, salt 31.12.2017 tarihinden sonra ilave yapılmış olması sebebiyle yapının 31.12.2017 tarihindeki durumu için de imar barışından yararlanılamayacağı düşünülemez.

Maalesef ki, idari yargının görüşü bu yöndedir.

 Böyle bir durumda ortada hukuka uygun şekilde alınmış bir yapı kayıt belgesi bulunmaktadır. Belgenin alınmasında Yasa’da ve Esaslar’da aranan şartlarda herhangi bir eksiklik ya da yanlışlık yoktur. Yapı Kayıt Belgesi yapının belgede gösterildiği şekliyle kullanım amacına yönelik olduğundan, yapı belgede yer aldığı şekliyle kullanım hakkı elde etmiştir.

Burada hukuka aykırılık taşıyan şey yapı kayıt belgesi değil, 31.12.2017 tarihinden sonra yapılan imalatlardır. Bu imalatların da, Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar’ın 6/7’inci maddesinde yer alan “Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarda ruhsat alınmaksızın yapılabilecek basit onarım ve tadilatlar yapılabilir”. hükmünü aşan nitelikte ruhsata tabi imalatlar olması halinde, yapı kayıt belgesinin iptali değil, söz konusu imalatlar için 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32 ve 42. maddeleri uyarınca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.

Netice olarak, imar barışı düzenlemesinin yanlış olduğunu düşünen yargı, devamında bu düzenlemeyi de yanlış uygulamaktadır.

Ancak, iki yanlış da bir doğru etmemektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder