3194 sayılı İmar Kanunu ile yerleşme yerleri ve bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla anılan Kanunun 7. ve 8. maddeleriyle, belirli nüfus kriterini aşan belediye ve valiliklere imar planları hazırlama ve yürürlüğe koyma yükümlülüğü getirilmiştir.
Aynı Kanunun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisince kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek kamu kuruluşlarının bütçelerine konulur. İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder."
hükmüne yer verilmek suretiyle, belediyelere, imar planlarını uygulamak üzere belirtilen süre içerisinde imar programını hazırlama; programı uygulamaya koyma, ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarına ise imar programlarında kendi görev alanlarındaki kamu hizmeti için ayrılan özel mülkiyete ait arsaları program süresi içinde kamulaştırma zorunluluğu yüklenmiştir.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde Sosyal altyapı alanları: Birey ve toplumun kültürel, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir çevre ile yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik kamu veya özel sektör tarafından yapılan eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve kapalı spor tesisleri ile park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan, rekreasyon alanı gibi açık ve yeşil alanlara verilen genel isim olarak tanımlanmıştır.
Sosyal donatı alanı olarak da nitelendirilen bu alanlar, imar planlarında kamu kullanıma ayrılmış alanlar olup, bu bağlamda imar planında Eğitim Tesisi Alanı veya Sağlık Tesisi Alanı olarak ayrılan kamusal alanlar ile Özel Eğitim Tesisi Alanı veya Özel Sağlık Tesisi Alanı olarak ayrılan alan arasında sosyal donatı statüsü açısından bir fark bulunmamaktadır.
Bu nedenle, kamu tüzel kişilerince, kamu hizmetinin yürütülmesi için gerekli bina ve tesislerin, Eğitim Tesisi Alanı veya Sağlık Tesisi Alanı olarak ayrılan kamusal alanlara yapılması yanında, Özel Eğitim Tesisi Alanı veya Özel Sağlık Tesisi Alanı olarak ayrılan ve özel mülkiyete konu alanlara da 3194 sayılı İmar Kanununun 26. maddesi hükümleriyle tanınan muafiyetlerden yararlanılarak yapılması mümkündür.
İmar planlarında taşınmazların özel kişilerin de tasarruf etmesine olanak sağlayacak biçimde “özel”e çevrilmesi, taşınmaz sahiplerinin mülkiyet hakkından doğan yetkilerini doğrudan imar planındaki amaca uygun olarak kullanmalarına her zaman imkan vermemektedir.
Kamu hizmeti niteliğinde olan sağlık ve eğitim gibi hizmet alanlarına yönelik tesislerin kurulması için büyük yatırım gerektiği ve birtakım izin, ruhsat prosedürlerinin bulunduğu dikkate alındığında, imar planında bu alanlara “özel” ibaresinin eklenmiş olması taşınmazın esasen kamu hizmetine ayrılmış olma vasfını değiştirmediğinden idarelerin bu tür taşınmazlarda yapılaşmaya gidemeyeceği düşüncesi, özel kişileri, mülkiyet haklarını kullanabilmeleri için kamu hizmetini üstlenmeleri zorunluluğu ile karşı karşıya bırakacaktır. Ki bu durumda da, imar planından kaynaklanan hukuki el atma ve tasarruf hakkının kısıtlanması söz konusu olacaktır.
Buna mukabil, bir gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi tarafından, mülkiyetindeki bir taşınmaz da olsa, planda “Özel” e çevrilmemiş bir Eğitim Tesisi Alanı veya Sağlık Tesisi Alanında, bu amaca yönelik inşaat yapılması mümkün değildir.
İmar planında, Eğitim Tesisi Alanı veya Sağlık Tesisi Alanındaki taşınmazın kullanım amacının Özel Eğitim Tesisi Alanı veya Özel Sağlık Tesisi Alanı olarak değiştirilmesi, taşınmazın sadece kamu eliyle yapılaşması zorunluluğunu ortadan kaldırmakta, kamu kurumları yanında, imar planıyla belirlenen koşullar dahilinde mülk sahipleri veya devir suretiyle üçüncü kişiler de, yapılaşma hakkını kullanabilmektedir.
Bu suretle, imar planlarında, birey ve toplumun kültürel, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir çevre ile yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik olarak ayrılan eğitim ve sağlık gibi sosyal donatı alanlarının oluşturulmasında kamunun, imar planından kaynaklanan nedenlerle kamulaştırma zorunluluğu ortadan kalkmakta, Devlet hukuki el atma nedeniyle kamulaştırma külfetinden, tazminat ödeme yükünden kurtulmaktadır.
Günümüzde imar planlamasındaki genel eğilim de, imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılması ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazların ilgili idarelerce kamulaştırılmasından ziyade, imar planı değişikliği yapılması suretiyle bu tür alanlar “özel” e çevrilerek, kentlerde ihtiyaç duyulan sosyal donatı alanlarının özel teşebbüs eliyle oluşturulmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder