23 Kasım 2021 Salı

PARSELASYON PLANLARINA KARŞI DAVA SÜRESİ NE ZAMAN BAŞLAR, BU PLANLARIN İLGİLİLERİNE TEBLİĞİ ŞART MIDIR?

 

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 19. maddesinin, "...Bu planlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda kesinleşir..." hükmüne rağmen, Danıştay, parselasyon planlarına karşı açılan davalarda, dava süresi konusunda verdiği süregelen istikrarlı kararlarında;

 Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun parselasyon planlarına karşı açılacak davalara ilişkin 12.02.1970 günlü, E:1969/2, K:1970/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, ilan tarihini dava açma süresine başlangıç tarihi kabul etmenin imkansız olduğu yolundaki hükmü karşısında, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde, kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şuyulu imar parsellerinin parsel büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı gösterildiğinden bu planların düzenlemeye tabi tuttukları taşınmaz sahipleri için mülkiyet hakkını yakından ilgilendiren sübjektif ve kişisel işlemler olduklarının kuşkusuz olduğu, bu itibarla parselasyon işleminin ilan tarihinin dava açma süresine başlangıç alınması mümkün olmayıp, İdarenin böyle bir işlemi bizzat 7201 sayılı Yasanın ilgili hükümleri uyarınca tebliğ etmesi gerektiği belirtilmektedir.

Her ne kadar, 22.02.2020 tarihli, 31047 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmeliğin 26. maddesinde, "Düzenleme alanının büyüklüğü, parsel maliki ve parsellerdeki hissedar sayısının çokluğu, bu kişilerin bulundukları yer itibarıyla birebir tebligat yapılamaması ya da adres kayıt sisteminde kayıtlı olduğu yerde bulunmaması gibi nedenlerle karşılaşılacak zorluklar dikkate alınarak parselasyon planlarının bir ay müddetle ilgili belediyede ya da valilikte askıya çıkarılması, internet sitesinde yayımlanması, belediye duyurusu, gazete ve benzeri mutat vasıtalarla da duyurulması ile düzenleme sahasındaki taşınmaz maliklerine tebliğ edilmiş sayılır." hükmü yer almışsa da; anılan hüküm dikkatlice incelendiğinde görüleceği üzere, parselasyon planlarının bir ay müddetle askıya çıkarılarak düzenleme sahasındaki taşınmaz maliklerine tebliğ edilmiş sayılabilmesi için, düzenleme alanının büyüklüğü, parsel maliki ve parsellerdeki hissedar sayısının çokluğu, bu kişilerin bulundukları yer itibarıyla birebir tebligat yapılamaması ya da adres kayıt sisteminde kayıtlı olduğu yerde bulunmaması gibi nedenlerin yer alması gerektiği görülecektir.

Düzenlemeye giren taşınmazların alanı (düzenleme sahası büyüklüğünün), düzenlemeye giren parsel sayısı ve maliklerinin sayısı, bu kişilerin bulundukları yer itibarıyla birebir tebligat yapılıp yapılamayacağı hususlarının değerlendirilerek parselasyon planının ilan ile taşınmaz maliklerine tebliğ edilmiş sayılıp sayılmayacağı, taşınmaz maliklerine bizzat tebliğ edilmesi gerekip gerekmediği mahkemelerce değerlendirilecektir.

Kanımca Yönetmelikteki bu düzenleme hukuka aykırı olup, her bir parselasyon planının 7201 sayılı Yasanın ilgili hükümleri uyarınca ilgililerine bizzat tebliğ edilmesi gerekir,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder