4 Mart 2022 Cuma

İDARİ YARGIDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI

 

İdari yargıda yürütmenin durdurulması kararı; iptal davasına konu olan icrai idari işlemin bu niteliğini askıya alan, yani yürütülüp sonuç vermesini erteleyen, önleyen ancak davayı sonuçlandırmayan ara karar niteliğinde bir yargısal karardır.

Kural olarak, Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.

Yürütmenin durdurulması istemi, ilk derece dava esnasında istenebileceği gibi, istinaf ve temyiz aşamalarında da mahkeme kararının yürütülmesinin durdurulması için istenebilir. Ancak istinaf mahkemesi olan Bölge İdare Mahkemesi ve temyiz merci Danıştay’ın genel eğilimi, istinaf ve temyiz talebi ile kendisine gelen dosyayı esastan çözmektir, bu sebeple yürütmenin durdurulması istemlerini reddetmektedirler.

Yürütmenin durdurulması talepli dosyalar, usul kanununa göre önceliklidir.

Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.

Ancak, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.

Uygulanmakla etkisi tükenecek idari işlemler, yıkım ve işyeri kapatma gibi, ileride lehe karar verilse de geriye döndürülmesi mümkün olmayan işlemlerdir.

Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz.

Uygulamada yürütmenin durdurulması isteminin reddine dair kararlar gerekçesiz olarak verilmektedir. Bu kararlar sadece, olayda işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğmayacağı açıklamasını içermektedir.

Mahkeme, yürütmenin durdurulmasına karar vermesi halinde idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunu kararında belirtmesi gerekmektedir.

Sadece ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.

Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir. Ancak uygulamada genellikle idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulmasına karar verilmemektedir.

Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur.

Yürütmenin durdurulması istemli davalarda Mahkeme savunma ve ara kararı sürelerini kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verebilir.

Kural olarak, yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, uygulamada mahkemeler teminat almadan yürütmenin durdurulması kararları vermektedir.

Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarına, idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.

Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar on beş gün içinde yazılır ve imzalanır.

Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder