İdari yargıda yürütmenin durdurulması kararı;
iptal davasına konu olan icrai idari işlemin bu niteliğini askıya alan, yani
yürütülüp sonuç vermesini erteleyen, önleyen ancak davayı sonuçlandırmayan ara
karar niteliğinde bir yargısal karardır.
Kural olarak, Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava
açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.
Yürütmenin durdurulması
istemi, ilk derece dava esnasında istenebileceği gibi, istinaf ve temyiz
aşamalarında da mahkeme kararının yürütülmesinin durdurulması için istenebilir.
Ancak istinaf mahkemesi olan Bölge İdare Mahkemesi ve temyiz merci Danıştay’ın
genel eğilimi, istinaf ve temyiz talebi ile kendisine gelen dosyayı esastan
çözmektir, bu sebeple yürütmenin durdurulması istemlerini reddetmektedirler.
Yürütmenin durdurulması talepli
dosyalar, usul kanununa göre önceliklidir.
Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması
halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça
hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı
idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek
yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.
Ancak, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin
yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin
savunması alınmaksızın da durdurulabilir.
Uygulanmakla etkisi tükenecek idari işlemler, yıkım ve
işyeri kapatma gibi, ileride lehe karar verilse de geriye döndürülmesi mümkün
olmayan işlemlerdir.
Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama,
görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari
işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz.
Uygulamada yürütmenin durdurulması isteminin reddine dair
kararlar gerekçesiz olarak verilmektedir. Bu kararlar sadece, olayda işlemin
uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğmayacağı
açıklamasını içermektedir.
Mahkeme, yürütmenin durdurulmasına karar vermesi halinde idari
işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması
halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunu kararında
belirtmesi gerekmektedir.
Sadece ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle
yürütmenin durdurulması kararı verilemez.
Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması
isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın
istem reddedilebilir. Ancak uygulamada genellikle idarenin savunması alınmadan
yürütmenin durdurulmasına karar verilmemektedir.
Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan
davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali
yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil
işlemlerini durdurur.
Yürütmenin durdurulması istemli davalarda Mahkeme savunma ve
ara kararı sürelerini kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına
da karar verebilir.
Kural olarak, yürütmenin durdurulması kararları teminat
karşılığında verilir; ancak, uygulamada mahkemeler teminat almadan yürütmenin
durdurulması kararları vermektedir.
Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar;
Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava
Daireleri Kurullarına, idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara
karşı bölge idare mahkemesine kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi
gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen
merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek
zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar on beş gün
içinde yazılır ve imzalanır.
Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması
isteminde bulunulamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder